• güney kore yapımı, izlenmeye değer film.

    --- spoiler ---

    bazen size kolayca tüketebileceğiniz çeşit çeşit börülce soslu erişteler sunarlar. ancak kendi yapacağınız börülce soslu erişte sizin umudunuzdur. sunulanları kolayca tüketmeyi seçebilirsiniz ama bu sizi umudunuzdan da edecektir.

    --- spoiler ---
  • her dakika başı sizi güldürmese de ara ara tebessüm ettiren güzel bir film.
    --- spoiler ---

    kuş kakasından buğday yapmaya çalıştığı tarlada 3 ay sonra ufak bir filiz görünce ''bu bir filiiiiiiiz'' diye bağırışına çok gülmüşümdür.
    --- spoiler ---
  • çok hoş bir film, sıkmadan izlenebiliyor ve hatta içinde öyle dokundurmalar var ki ayrı bir güzellik yaratıyor.

    hafif bir sistem eleştirisi ile soslanmış, biraz da psikoloji serpilmiş.

    dediğim gibi hoş ve lezzetli bir film. izleyiniz efendim
  • kore yapımı bir film.
    bir adamın şehrin ortasındaki bir adada mahsur kalışını, hayat mücadelesini ve onu uzaktan gözlemleyen asosyal bir kızı konu alıyor.
    sıkılmadan izleyeceğiniz bir film.
  • kendinden vazgeçmek üzereyken kendini bulan bir adamın ve bilmeden, kendisini bulmasına yardımcı olduğu bir kadının filmi.

    --- spoiler ---

    5 dakikada bulduğu yeni ördek evini taşırken 7 yıl boyunca ev almak için uğraştığını hatırlaması güzel bir eleştiriydi.

    en hisli yemek sahnelerinden biri bu filmdeydi.

    -- spoiler ---
  • harika bir güney kore filmi.

    --- spoiler ---

    kapitalizmin suyumuzu çıkardığı günümüzde ekonomik sıkıntılar hepimizi yaşamdan soğutur hale geldi. tüketim çılgınlığı, doğanın değerinin bilinmemesi (enerji kaynaklarının sömürülmesi, yaşam alanlarının peşkeş çekilmesi vs vs) bizi her geçen gün darlaşan bir boğaza sürüklüyor. film de bizi yaşamın gerçek hikayelerinden biriyle karşılıyor. borçlarından dolayı intihar etmeyi düşünen bir adamın yaşamına konuk oluyoruz.

    filmde dikkat çeken noktalardan birisi, başroldeki erkek karakterin yalnızlığı. kapitalizm, meydana getirdiği koşullarla bizi yalnızlığa hapsediyor. paylaşmanın değerini unutuyoruz. bununla birlikte, karakterin ne geçmişine ne de şuanki yaşamına dair bilgi edinebiliyoruz. ailesi var mı yok mu bilmiyoruz. ailesi olsa da, böyle bir borcun etkilerinden kaçamaması söz konusu olurdu. bir başka filmde şöyle bir diyalog geçiyordu: "kredi kartı borcunu ödemeden eve dönemez." bunu anne, ortadan kaybolan kızı için söylüyordu. arada kan bağı olması, insanı çıkar ilişkilerinden uzaklaştıramıyor çoğu zaman maalesef.

    filme dönersek; karakterimizin kendini bir adada bulması, hepimizin içinde bulunduğu durumu ortaya koyuyor. kendi adalarımızda yaşıyoruz. kendi iç dünyalarımızda neler olduğunu sadece biz biliyoruz. çevremizde bir yaşam akıp gitse de, biz her zaman yalnızız. karakterin adaya ilk düştüğü zaman, gemiden geçenlerden yardım istemesi ama gemideki kişinin onun fotoğrafını çekmekle yetinmesi de filmin dikkat çekici anlarından birisiydi. yardım çığlıklarımız dahi yanıtsız kalıyor. öylesine yabancılaştık ki birbirimizden...bugün gencecik bir kadın hayatını kaybetti. sosyal medyada dış görünüşüyle ilgili yorumlar yapılıyor. birbirimize güzel gözlerle bakmıyoruz. sonu intihar olmayan, öyle çok kalp kırıklığına sebep oluyoruz ki...geldiğimiz nokta maalesef bu...

    film, bir merhabaya duyduğumuz ihtiyacı gözler önüne seriyor. her gün gemiden geçenlere rağmen, yine kendisi gibi, küçük bir dünyaya hapsolmuş genç bir kadın onun çağrısına karşılık veriyor. bu çağrı öyle motive edici oluyor ki, bir adada tek başına kalmış, intiharı düşünen birine bile güç veriyor. bazen küçük bir iletişim girişimi bile beklenmedik etkilere yol açabiliyor. çoğumuz kendimizi seçici geçirgen duvarların arkasına saklıyoruz. bu seçicilik, maalesef bizi bir toplum olarak birleştirmenin önünde devasa bir engel olarak duruyor. işin ilginç yanı, bu durum, türkiye'de de geçerli, güney kore'de de...

    bunların dışında, film hayatın inişler ve çıkışlarla dolu bir döngü olduğunu anlatıyor. başta ada yaşamına uyum sağlamakta zorlansa da, zamanla kendi ekinini oluşturabilen birisine dönüşüyor. ancak, güçlü bir yağmur, hem ekinlerini hem de evini alıp götürüyor. tüm bunlardan sonra, hayat devam ediyor. buradan çıkarılacak sonuç, pes etmemek gerektiği. hiçbir iyilik veyahut kötülük sonsuza dek sürmüyor.

    --- spoiler ---
  • hem güney kore filmlerini, hemde ıssız ada temalı filmleri çok seven biri olarak bayıldığım film. komik, sıcak, duygusal ve hüzünlü...
  • uzun zaman sonra sözlüğe yazdıracak kadar hoşuma giden film olmuştur kendileri.

    filmler hakkında çok beylik laflar etmeyi seven biri olmasam da kendimce adadaki adam ile odadaki kız arasında olan bağlantı çok iyiydi. yönetmen bunun için çok fazla detay eklemiş, eklemese de olurmuş gerçi ama eş zamanlı yalnızlıkları bu kadar uçlarda vermesi de ayrıca iyiydi.

    ayrıca otobüse kart okuttuğunda tüketim toplumuna geri dönüşün verdiği acıyı ben bile hissettim. şoför sorun mu var dediğin de sağlam bi hababam sınıfı ahmet tiradı bekledim açıkçası ama sanırım bu biraz bize özgü bir mesaj verme şekli.

    özetle benim için kore sinemasına mesafeli olsam da gayet özgün bir filmdi.
  • çok güzel bir kore filmidir. kapitalizmi, emeği, hayatın anlamını yer yer güldürerek sorgulatır. spoiler vermeden bir yorum yapacak olsam, çocuksu bir anlatımı var derdim. çünkü hayatta take for granted olarak gördüğümüz şeylerin önemini, çok basit örnekler üzerinden ve sempatik bir şekilde acıtasyona yer vermeden aktarıyor. metafor seven biriyseniz, bu şehrin 'ortasında' mahsur ve yalnız kalan adamın hikayesini çok seveceksiniz.
    film bize şunu da sorduruyor: hangisi/hangimiz daha yalnızız ve tutsağız? istemediği halde alenen şehrin ortasında mahsur kalan adam mı, kendisini odasına isteyerek hapseden kız mı, yoksa krediyle ev, mal mülk almaya çalışan, borçları yüzünden intiharı düşünen diğerleri (belki de biz) mi? ya da noodle götüren bir kurye...
    kapitalizm eleştirisini gündelik yaşamın en basit ve temel öğeleri üzerinden anlatan ve emek mi mülk mü mutluluk getirir gibi sorular sorduran bu filmi ben çok sevmiştim. siz de korkularını yenmek, sevgiyi ve mutluluğu aramak, hiç beklemediğiniz anda içine düştüğünüz kötü bir durumun hayatın anlamını buldurmasıyla bu duruma şükredecek noktaya gelmek, insan olmak, sevgi ve yardımlaşmak için fedakarlık yapmak, başka dünyaları ararken tam da dibinizde başka bir evren keşfetmek gibi konseptleri izlemek isterseniz, tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap